28 Ekim 2009 Çarşamba
27 Ekim 2009 Salı
KARGO
Kargo grubu ilk kurulduğunda içinde Selim Öztürk(gitar) ve Mehmet Şenol Şişli(bas gitar) bulunduğu ve solisti Deniz Aytekin olan 5 kişilik bir gruptu. 1996 yılında Selim Öztürk ve MŞŞ (Mehmet Şenol Şişli) hariç grubun diğer üyelerinin ayrılmasıyla beraber gruba Serkan Çeliköz, Koray Candemir ve Burak Karataş eklendi. Yeni kadroyla ilk albüm Yarına Ne Kaldı? 1996 yılında çıktı. Başta "Yüzleşme" olmak üzere "Son Defa" ve "Adımı Çağır" şarkılarının başarılı olduğu albüm içinde bulunan deneysel çalışmalarla da Türkçe rock müziğin piyasada yerini almasında büyük bir rol oynadı.
Megadeth
Efsane isim, 12. albümleri olan Endgame ile tekrar hayranları karşısına çıktı.
Albüm Dialectic Chaos isimli enstrumantal parçayla başlıyor. gayet güzel sololar ve davul kombinasyonu ile de bitiyor. sonrasında dave'in sesini dinleyebiliyoruz artık.
Albümde -bence- öne çıkan parça 44 minutes. bir wake up dead, hangar 18 veya trust, olur mu ? bence oldu. gerek gitarlarla olsun gerekse vokal gayet hoş. özellikle nakarat kısmını çok beğendim. şarkıdaki süre gelen o sert ritmlerden sonra birden yumuşuyor gibi. firefight demesi zaten bitiriyor.
jeff waters ayar vere dursun, ezilenin yanındayız vesselam.
http://www.youtube.com/watch?v=XadnzskkNRs
26 Ekim 2009 Pazartesi
Alice in Chains
aman allahım !
alice in chains geri mi döndü ? sorularına cevap niteliğinde bir albümle karşımızda abiler. black gives way to blue ile geri döndüler.
öncelikle muhteşem bir albüm olmuş. bir haftadır dinliyorum, bıkma belirtisi henüz yok. lesson learned ve acid bubble gerçekten bu albüm olmuş dedirtti.
Şarkıların karamsarlığından mı bahsediyim yoksa gitar-vokal muhteşemliğinden mi karar veremedim. acid bubble mesela... şarkının içinde koybolmuşken, gayet güzel durağanlığında ilerlerken " lan, o da nesi ? " dedirtebiliyor. alice in chains farkı olsa gerek. dinleyip, görünüz.
take her out da ayrı bir güzellikte. girişten itibaren muhteşem riffler bizleri bekliyor. vokal aynı güzellikte devam etmekte.
davullar konusunda da bir kaç diyeceğim var. genelde 4/4 lük ritmlerle gitar ve vokalin arkasında kalmış. ama olması gerektiği gibi tabii ki. albümün ruh haline giden şekilde.